

Ne oldum değil, ne olacağım demeli
Gerçeği itiraf etmek gerekirse pek de “yenilikçi” bir toplum olduğumuz söylenemez.
Sanırım en önemlisi böyle bir kültürden yoksun olmamız. “Eski köye yeni adet getirme”, “durduk yerde icat çıkarma” sözleri hayatımızın her anında kulağımıza fazlasıyla aşina gelen sözler ..
Yine de arada bir bizden de geleceğe atıf yapan deyişler çıkmış.
Mevlana’nın “ Dün dünde kaldı cancağızım, artık yeni şeyler söylemek lazım” belki de bunların en çok bilinenlerden biri…
Bir diğeri ise “ Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli.”
Bu günümüz dünyasında giderek daha fazla geçerli olan bir söz . Son 30 yılda dünyanın en büyük şirketleri 5 kez değişti. Artık dünya şirketi konumundaki şirketler, bir on yıllık süre içinde dünya sahnesinden silinebiliyorlar.
Nokia ve Kodak’ın hikayeleri bu silinmenin iyi örneklerinden.
İki dünya devinin hikayesi – SONY ve Samsung
Ben bugün sizlere iki dünya devinin hikayesini anlatmaya çalışacağım.
Samsung ve SONY..
2000’li yılların başlangıcında SONY televizyon pazarında bir numara idi. Hem şirket değeri, hem marka değeri olarak en yakın rakiplerinden önde olmakla kalmıyordu. Marka değeri en üstün firma olarak Sony marka televizyonlar en yakın rakiplerinden en az bir buçuk iki katı fiyatla pazarda müşteri bulabiliyordu.
Tek kelime ile Sony pazar lideriydi.
Bu arada o yıllarda Samsung ise daha ucuz fiyat kategorisinde, pek fazla tercih edilmeyen, ikinci sınıf, az bilinen bir elektronik firması idi.Çok büyük bir üretim kapasitesi vardı ama tasarımları zayıftı.
Ancak Samsung Ar-Ge çalışmalarına büyük bütçe ayırdı ve yenilikçiliğe çok yatırım yaptı. Yeni, çarpıcı tasarımlar yaptılar.
2005 yılında marka değeri olarak Samsung SONY’yi yakalamıştı.
Bir zamanlar Kore’nin değerli aile şirketlerinden ( Hyundai, Luck Goldstar ) pek bir farkı olmayan Samsung kısa bir zaman içinde marka değerini artırarak, tartışmasız liderliği yakaladı.
İnterbrand’in yaptığı bir araştırma, Samsung’u dünyada en hızlı yükselen markalar arasında gösterdi. 2012 yılına gelindiğinde Samsung marka değeri olarak SONY’yi çok geride bırakmıştı.
SONY kendi alanının en kaliteli ve en pahalı markası olarak liderliğin keyfini sürerken, Samsung ağır ve emin adımlarla Ar-Ge ve inovasyona önem verip geriden gelerek SONY’yi yakaladı ve geçti. Tıpkı bir 800 m. yarışında geriden gelen atletin iyi bir deparla en öndekini geride bırakması gibi.
Yeni dünya, yeni yetenekler istiyor. Tek başına güç, pazara hakim olmak, pazar lideri olmak, en kaliteli algıya sahip olmak yetmiyor.
Her şey hızla ve çok çabuk değişiyor. Yarattığınız algıların ömrü kısaldı.
Onun için önemli olan şu an verdiğiniz algı değil, gelecekteki algınız. O nedenle ne olduğunuza değil, ne olacağınıza bakmalı.
Ne oldum delisi olmanın bir yararı yok. Eğer bulunduğunuz zirve sizin başınızı döndürüyorsa, o zirveden tepe taklak aşağı düşme zamanınız yaklaşıyor demektir.
Bu yazı 6 Şubat 2013'te cerideimulkiye.com web sitesinde yayınlanmıştır. http://cerideimulkiye.com/?p=29906